Gözlerimiz her zaman ilk bakılan ilk dikkat edilen alandır. Aynı zamanda sağlığı yorgunluğu dinginliği gösteren gözlerimizin ve göz çevresinin sağlıklı görüntüsüdür. Bu sebeple göz altı çukurluk ve morluk rahatsızlığı olan kişiler genelde çevrelerinden gelen yorgun musun , hasta mısın, ilaç mı kullanıyorsun sorularında bıkmış ve tedaviyi ısrarla arayan hastalarımızdır. Göz çevresindeki problemi kapatabilmek için kapatıcı makyaj ürünleri kullanmaktan dolayı cilt yapısı genelde sağlıksızlaşmış, cilt incelmiş ve alttaki damar refleleri daha görünür olmuştur. Bu süreç her geçen gün daha da çıkmaza sürükleyen bir döngüdür. Kapatıcılar kullandıkça sorun daha da büyür, ve kişi daha sağlıksız ve rahatsız görünür. Göz altlarında çöküklük ve morluk şikayeti ile başvuran hastalarımızı öncelikle ayrıntılı olarak göz sağlığı açısından değerlendirmekteyiz. Hangi tedavini uygun olduğu belirlendikten sonra hastamıza yapılacak tedavi anlatılır ve tedaviye geçilir. Poliklinik şartlarında yapılabilen tedaviler olması açısından ve genelde hemen sonuç alınabilmesi açısından oldukça başarılı uygulamalardır. Hastalarımızın sorunlarının özelliğine göre göz altı ışık dolgusu tedavisi, mezoterapi, peeling uygulaması, prp tedavisi veya kök hücre tedavisi olarak bilinen trombosit tedavisi, iğnesiz dolgu işlemleri , serum uygulamaları, vitamin protein kompleksi gibi pekçok uygulama mevcuttur. Göz altı ışık dolgusu olarak bilinen uygulama cilt altı dokularımız ve kollojenimiz benzeri olan hyaluronik asit , vitamin, protein, aminoasit kombinasyonunun hacim oluşturmak ve tedavi etmek amacıyla gerekli bölgeye enjekte edilmesidir. Göz altı dokularının çok hassas olması nedeniyle işlemin yine aynı hassaslıkta yapılması gerekmektedir. Uygulama mutlaka kanül ile yapılmalıdır. Öğle arasında bile yapılabilen bir uygulama olup , hemen sonuç alınmaktadır.
Göz altı morlukları kişiyi daha yaşlı, daha yorgun göstermesi açısından rahatsız eden ve biz göz doktorlarına sık başvurmalarına neden olan bir durumdur. Göz kapak hastalıkları ve göz çevresi kapak problemleri ile yoğun olarak ilgilenmemden dolayı göz altı morluk şikayeti ile başvuran hasta sayım oldukça fazla. Tüm bu nedenlerden dolayı bu konuda çalışmalar yapmaktayım. Hastalarımızın şikayeti daha önce de bir miktar sorun olduğu ve bu durumun yaşla birlikte arttığı şeklindedir. Buradaki sorun göz altı bölgesinde çöküklüğe bağlı ise göz altı dolgu tedavileri genelde yeterli olabilmektedir. Tek seansta uygulanabilen ve etkisi hemen gözlenebilen bu uygulama kanül ile yapıldığında göz çevresi dokularına hiçbir zarar vermemektedir. Son yıllarda sıkça uygulanan bu tedavi hastalarımız ve biz oküloplastik cerrahi ile ilgilenen göz doktorları için oldukça yüz güldürücü olmaktadır. Çünkü yüzümüzde önemli bir yer işgal eden göz çevresinde yaşanan sorunları göz sağlığını koruyarak tedavi edebilmek önemlidir. Çünkü bir göz doktoru olarak göz çevresine yapılacak bir tedaviyi 2 değil bazen 10 kere düşünmek zorunda kalmaktayız. Göz çevresi dolgu uygulamaları gayet başarılı sonuçlar vermektedir. Tabi ki doğru ürünü ve doğru tekniği kullanarak.. Ancak bazı durumlarda çöküklük yanında cilt dokusunda pigmentasyon, ciltte incelme gibi ek problemler olabilmektedir Bu durumlar da göz altı dolgusu tek başına yeterli olmayıp ek tedaviler gerekmektedir. Mezoterapi, radyofrekans, gibi uygulamalar ve ek ilaç tedavileri bu durumda da bize yardımcı olmaktadır. Genelde genetik olan bu durumlarda da bir kaç seansta yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır.
Göz altı ışık dolgusu içeriğindeki yarı çapraz bağlı hyaluronik asit, vitamin mineral aminoasitlerler sayesinde göz altı bölgesindeki çöküklük ve buna bağlı morluklarda uyguladığımız etkili bir tedavi yöntemidir. Göz çevresinin yoğun damar ve sinir ağı ile çevrili olması ve anatomik olarak özellikler içermesi nedeniyle, uygulamanın kanül ile yapılması önerilir. Uygulanan ürünün güvenilir olması ve uygulamanın kanül yapılması ve uygulamayı yapan hekimin deneyimli olması sonucunda bu uygulamanın yapılabileceği yaş sınırı kısıtlaması yoktur. Genel olarak büyüme ve gelişme hesaba alındığında 18 yaş sonrası uygulama daha doğrudur. Ancak bazen hastaya özel nedenler ile çok daha erken yaşlarda uygulama yapılabilinmektedir. Uygulamanın en etkili olduğu ve en güzel sonuçları aldığımız hasta yaş gurubu 20 li ve 30 lu yaşlardır. 40lı yaşlardaki hastalarımızda yine çok güzel sonuçlar almaktayız ancak daha güzel sonuçlar için ek başka tedavilere gereksinim duyabilmekteyiz. Uygulamanın kolaylıkla tekrarlanabilir olması, tekrarlanmadığında da hiç bir kötü sonuç yaratmaması biz doktorlar ve hastalarımız için gayet güvenli bir uygulama olduğunu göstermektedir.
Genelde genetik ve yapısal özelliklere bağlı olarak veya çevresel koşulların etkisiyle olabildiği gibi, kilo kaybı ve yaşın ilerlemesi nedeniyle bölgesel atrofik alanlar neticesinde görülebilir. Ve hastalarda morluğun bir şekilde kozmetik kapatıcılarla kapatılsa da çöküklüğün saklanamadığı konusunda şiddetli şikayetler oluşturabilir.
Gözlerimiz yüzümüzdeki en önemli bölgelerden birisidir. Yüzümüzün merkezi alanıdır. Göz kapakları ve bu bölgenin çevresinin iyileştirilmesi genel anlamda yüzün çok daha iyi görünmesini sağlar. Bu nedenle göz kapakları ve çevresinin durumu görünüşümüz üzerinde çok kritik bir yer tutar. Göz altı morlukları, hastalarımız tarafından özellikle rahatsız olunan ve çözüm aranan bir durumdur. Hastalarımızın en çok şikayet ettiği durum, çevresinden hasta mısın yorgun musun ilaç mı kullanıyorsun sözleri ile kendilerini kötü hissetmeleridir. Bu bölgedeki morluğu kapatmak için sıkça kapatıcılar kullandıklarını adeta kapatıcıya bağımlı olduklarını söylemektedirler. Göz çevresi cildi oldukça hassas bir alandır. Vücudun en ince cilt tabakalarından biridir. Yaş ilerledikçe göz kapakları çilt dokusu giderek incelmeye başlar. Özellikle göz altı cilt dokusu incelerek kırışıklık belirtileri göstermeye , alttaki damar refleleri görünür olmaya başlar. Yaş , yerçekimi, genetik faktörler , sigara kullanımı, kronik kapatıcı benzeri makyaj ürünleri kullanımı, göz çevresi cilt tabakasının iyi temizlenmemesi, uykusuzluk, sistemik hastalıklar , sinüzit , atopik bünye, allerjik hastalıklar gibi pekçok etken aleyhimize çalışmaktadır. Göz çevresi dokularımızı iyi anladığımızda tedavi edebilmek te çok güç olmamaktadır. Tabi ki bu bir çiçek yetiştirmek gibi hep özen isteyen bir durumdur. Cilt ve cilt altı dokuların eksiklerini belirlemek ihtiyacına göre tedavisini planlamak oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Göz altı dolguları burada elimizi oldukça güçlendirmektedir. Göz altı bölgesi oldukça karmaşık ve önemli yapılar içermesi nedeniyle yapılacak uygulama kanül ile olmalıdır. Dolguların içerdiği kollojen katkısı bölgeyi hacimsel olarak tedavi ederken, ek olarak içerdiği protein, vitamin , aminoasitler bu bölgede ve cilt dokusunda iyileştirici ve tedavi edici etki yapmaktadır. Ayrıca cilt dokusunda pigmentasyon varlığı sebebiyle göz altı morluğu olan hastalarda özel ürünler ile mezoterapi uygulamaları oldukça faydalıdır. Cilt incelmesi durumunda ise cilde hyaluronik asit yüklemesi yanında aminoasitli mezoterapiler yapılmaktadır.
Öncelikle sistemik bozukluklara bağlı ise bu bozuklukların tedavi edilmesi yarar sağlayacaktır. Ancak genelde kronik bir bozukluk olduğundan dolayı zemindeki hastalık düzeltilebilse de sorun çözümlenmeyebilir. Tedavide soğuk uygulama, Mezoterapi, PRP , Haricen krem uygulamaları ve Göz Altı Dolgu uygulamaları (HA) yapılmaktadır.